HİDROELEKTRİK SANTRALLER (HES)RÜZGAR ENERJİSİ SANTRALLERİ (RES)GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLERİ (GES) |
"HES"ler ile ilgili söylenen yalanlar, yanlış bilinenler ve doğruları: Dünya ve Türkiye’deki HESler ile ilgili detaylı bilgiye, HES ile başka kaynaklar kullanılan enerji santrallerinin çevreye etkileri ve ekonomileri açısından karşılaştırmalı bir değerlendirmesini, Devlet Su İşleri (DSİ)’nin, bilimsel kaynaklara dayanarak hazırladığı ve bir kaynak kitap durumundaki ‘Çevre ve Temiz Enerji: Hidroelektrik’ kitabından ulaşılabilir. Ülkemizde son zamanlarda, HESler ile ilgili yoğun bir spekülasyon ve karalama kampanyası olduğu görülmektedir. Bu kampanyalar öyle bir boyuta ulaşmıştır ki bunların sadece çevre dostu ve iyiniyetli kimselerce yapıldığına inanma şansı azalmaktadır. Nitekim bu karalama kampanyasında HESler ile ilgili türlü yalanlar söylenmekte, ve HESlerin kurulacağı bölgelerdeki halkın hassasiyetleri bu yalanlar aracılığı ile sömürülerek, halkımız HES’lere karşı kışkırtılmaktadır. Bu yalan ve yanlış bilgilere örnekler vererek bunların doğrularını yazmadan önce belirtmek istediğimiz husus şudur: HESlerin doğaya dost enerji santralleri olduğu, bugün bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır. HES ile enerji elde edilmesi hem yenilenebilir kaynağa dayalı bir santral kullanılması açısından, çevre için önemli olduğu gibi, yerli bir kaynak kullanmak açısından da ülkemizin dışa bağımlılığını azaltması açısından önemlidir. Bugün elektrik enerjisinin %67’sini doğalgaz ve ithal kömür gibi yurtdışı kaynaklara bağımlı santrallerden sağlayan ülkemiz için yerli kaynakların kullanımının önemi büyüktür. Bugün HES karşıtı eylemlere bayraktarlık eden kimselerde, çevre dostluğu veya cehalet izlerini aramaktan ziyade; ülkemizi dışa bağımlı kılarak kalkınmasının önüne geçmek isteyen lobiler ile kişisel menfaatleri (para, mevki vb.) için bunlarla işbirliği yapanların bağlantılarını aramak daha akılcı bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Yalan/yanlış 1: HESlere giren su geri çıkmaz, çıksa da artık hiçbir amaçla kullanılamaz. DOĞRUSU: HESler, elektrik üretimi amacıyla suyun belli bir miktarını (asla tamamını değil) belli bir noktada nehir yatağından alarak, belli bir mesafe boyunca iletim yapısı ile santrale düşürerek elektrik üreten santrallerdir. Su türbini döndürdükten sonra özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeden tekrar yatağına bırakılır. Bu esnada hiçbir kayıp veya kirlenme söz konusu değildir. Bu anlamıyla HESler, değirmen taşını değil de bir türbini döndüren modern zaman değirmenleridir. HESler’den çıkan su, yapısında hiçbir değişim olmadığından, HES yapılmadan önce hangi amaçla istenirse o amaça kullanılmaya devam edilebilir. Yalan/yanlış 2: HESler ile sular özel firmalara satılıyor. Su için gidip firmalara yalvaracaksınız ama onlar size su vermeyecek. HESlere giren sular şişelenerek yabancı devletlere satılacak. DOĞRUSU: 2001 yılında çıkarılan 4628 Nolu Elektrik Piyasası Kanunu yönlendirmesiyle 2003 senesinde yürürlüğe giren Su Kullanım Hakları Yönetmeliği gereğince, bir HES yapmak isteyen özel firma DSİ ile Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalamak zorundadır. Bu anlaşma metninde, firmanın suyu sadece enerji üretimi amacıyla kullanacağı, DSİ’nin herhangi bir zamanda herhangi bir nedenle isteyeceği suyu, tazminat talep etmeksizin, yatağa bırakmak zorunda olduğu açıkça belirtilmektedir. Yine bu anlaşmalarda, yatağa, santral su alma yapısı sonrasındaki doğal hayat ve halkın sulama ve içme suyu ihtiyaçları gözetilerek bırakılması gereken su miktarları belirlenmektedir. Bu su miktarları, yine bu firmaların kurmak zorunda olduğu ve günümüz teknolojisi kullanılarak online olarak DSİ’ye bağlı akım gözlem istasyonları ile 24 saat denetlenmektedir. Bu anlaşmada bahsi geçen suları bırakmayan firmalara ağır yaptırımlar söz konusudur. Yalan/yanlış 3: HESler doğal hayatı öldürmekte, dereleri kurutmaktadır. DOĞRUSU: HESlerin gerek inşaatları gerekse işletmeleri aşamasında yapılması gerekenler Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) prosedürleri çerçevesinde, konusunda uzman kişilerce belirlenmekte ve HES inşa edecek kamu veya özel kuruluşu bunlara uyacağına dair taahhütler vermektedir. Bu prosedürde verilen taahhütlere uyulduğu takdirde bunların çevreye etkileri asgariye inmektedir. Ancak denetimsiz bırakıldığında, her konuda olduğu gibi, bu konuda da ülkemizde yanlış uygulamalar olmuştur. Bu durum HESlere karşı olmak sonucunu değil plansız ve denetimsiz HES yapılmasına karşı olmak sonucunu doğurmalıdır. Denetlemeler sonucunda verilen taahhütlere uymadığı tespit edilen firmalara ağır yaptırımlar söz konusudur. HESler işletmeleri esnasında doğaya en az etkisi olan, çevre dostu santrallerdir. İşletilmeleri esnasında dere yatağındaki su sadece su alma yapısı ve santral arasında azalmaktadır. Ancak azalan bu suyun doğal yaşamı ve halk ihtiyaçlarını etkilemeyecek derecede azalması yine ÇED prosedüründe belirlenen suyun dere yatağına bırakılması ile garanti altına alınmaktadır. Bu suyun da yatağa bırakıldığı, DSİ’ye online en olarak bağlı akım gözlem istasyonları ile sürekli kontrol edildiğine göre, derelerin kurutulması söz konusu olamaz. Eğer firma taahhüt ettiği suyu bırakmıyor ise bu HES’in değil, suyu bırakmayan HES sahibinin ve onu denetleyip cezasını vermeyen kamu kuruluşlarının suçudur. Bu sebepten dolayı ‘HES yapılmasın’ demek, ‘Sürücüler kurallara uymuyor, aşırı hız yapıp trafik kazalarına yol açıyor’ diye ‘Yol’ yapılmasına veya ‘Egzoz muayeneleri düzenli yapılmamış araçların trafikte aşırı egzoz salınımları sebebiyle havayı kirletiyorlar’ diye ‘Motolu Taşıtlara’ karşı olmaya benzer. Hız yapılmaması yolları toprak yol şeklinde bırakmıyoruz: Düzgün otoyollar yapıp bunlara radarlı kontrol cihazları yerleştiriyoruz. Bunlara rağmen hız yapanlara önce para, sonra trafikten men cezası veriyoruz. Hava kirlenmesin diye hepimiz motorlu taşıtları bırakıp bisiklete binmiyoruz: Araçların egzoz muayenelerini düzenli olarak yaptırıyoruz. Yaptırmayanlara yine önce para sonra trafikten men cezası veriyoruz. Çünkü hem otoyollar hem de motorlu taşıtlar kalkınma ve ekonomik hayat için vazgeçilmez öğelerdir. Dolayısıyla aynı şekilde HESler’den de vazgeçmeyip, kurallara uymayanlara cezalar verilmelidir. Bilinçli vatandaş olmanın gereği buradaki denetimi zorlamaktır. Her dürüst yatırımcı firma gibi biz de YBT Enerji olarak bu denetlemelerin yapılmasını ve kurallara uymayanların cezalandırılmasını istiyoruz. |